
Tibetli Üstadın Açıklaması
"Öğreti, eğer doğruysa, geçmişle uyumlu olmalı ve şimdiki zamanda çaba için alan sağlamalı ve ayrıca belirtilen hedeflere ulaşmayı başarmış veya başarmakta olanlar için daha fazla aydınlanma sağlamalıdır. Öğretide belirtilen Spiritüel bir gelecek olmalıdır. Şu anda gerekli olan budur, çünkü pek çok kişi Hiyerarşi tarafından önerilen hedeflere ulaşmakta ve diğerleri de bu hedefler doğrultusunda çalışmaktadır.
İnisiyasyon almak artık sık sık görülmektedir ve bugün insanlık tarihindeki herhangi bir zamandan çok daha sıktır; bunu başarmış olanlar için ileriye doğru atılacak bir sonraki adım ve yeni Spiritüel çekim açıkça ortaya konmalıdır. Evrim durağan bir şey değildir; ölüm yaşayan bir çabanın ödülü olamaz. Durağan olmak, ulaşılabilecek her şeye ulaşmış olmak ve tamamen durmuş olmak mutlak ölüm olur ve kardeşlerim, ölüm diye bir şey yoktur. Sadece ihtişamdan ihtişama ilerleme, ilahi Yol üzerinde bir noktadan diğerine ve vahiyden vahye, belki de Tanrı'nın Kendisinin Hedefinin bir parçası olan noktalara ve vahiylere doğru ilerleme vardır."
Belli bir seviyede Tibetli bir öğrenci olduğumu söylemem yeterlidir ve bu sizin için çok az şey ifade edebilir, çünkü en mütevazı adaydan Mesih'in kendisine ve ötesindeki varlıklara kadar hepsi öğrencidir. Tibet'in sınırlarında, diğer insanlar gibi fiziksel bir bedende yaşamaktayım ve bazen (egzoterik açıdan) diğer görevlerim izin verdiğinde büyük bir Tibet lamaları grubuna başkanlık etmekteyim. Bu özel Manastırın başrahibi olduğumun bildirilmesine neden olan bu gerçektir. Hiyerarşinin çalışmasında benimle ilişkili olanlar (ve tüm gerçek öğrenciler bu çalışmayla ilişkilidir) beni başka bir isimle ve görevle tanırlar. A.A.B. kim olduğumu bilir ve beni iki ismimle de tanımaktadır.
Ben, yolda ortalama bir öğrenciden biraz daha uzun bir süredir seyahat eden ve bu nedenle daha büyük sorumluluklar üstlenen bir kardeşinizim. Ben bu kitabı okuyacak adaydan daha büyük bir ışık kapasitesine ulaşmak için uğraşan ve mücadele eden biriyim ve bu nedenle ne pahasına olursa olsun, ışığın vericisi olarak hareket etmeliyim. Öğretmenler arasında yaş önemli olduğu için yaşlı bir kişi değilim, yine de genç veya deneyimsiz de değilim. Benim işim, bir yanıt bulabildiğim her yerde Eskimeyen Bilgeliği öğretmek ve yaymaktır ki, bunu uzun yıllardır yapmaktayım. Ayrıca fırsat buldukça Üstat M.'ye ve Üstat K.H.'ye de yardım etmeye çalışmaktayım çünkü uzun zamandır onlarla ve onların çalışmalarıyla bağlantıdayım.
Kitapların hepsinde size çok şey anlattım; ama aynı zamanda, duygusal adayın Guru'ya ve “Henüz temas kuramadığı Üstat’a sunduğu o kör itaati ve aptalca bağlılığı bana sunmanıza yol açacak hiçbir şey söylemedim. Ayrıca, duygusal bağlılığı, Üstat'a değil, insanlığa, bencil olmayan hizmete dönüştürene kadar bu arzu edilen temasın kurulmayacağını da hatırlatmak isterim. Yazdığım kitaplardaki bilgiler, kabul edilmeleri için herhangi bir talepte bulunmadan paylaşılmaktadır. Doğru, gerçek ve faydalı olabilirler veya olmayabilirler. Doğru uygulama ve sezginin çalışmasıyla onların gerçekliğini araştırmak size düşmektedir. Ne benim ne de A.A.B.’nin, kitapların ilhamla yazılmış olarak övülmesine ya da birilerinin onlardan Üstatların eserleri olarak (heyecanlı bir şekilde) bahsetmesine karşı herhangi bir ilgimiz vardır. Gerçeği, hali hazırda dünya öğretilerinde sunulmuş olanları sırasıyla takip ederlerse, eğer verilen bilgiye ait isteği ve hizmet etme arzusunu duygusal plandan zihinsel plana yükseltirlerse (Üstatların bulunduğu plan), o zaman amaçlarına hizmet etmiş olacaklardır.
Aktarılan öğreti, öğrencinin dünyadaki aydınlanmış zihninde bir yanıt oluşturuyorsa ve sezgisinin parıltısını ortaya çıkarıyorsa, o zaman o öğreti kabul edilsin, başka türlüsü değil. Eğer ifadeler nihai olarak doğrulanırsa veya karşılık gelme yasasının (law of correspondences) ölçüsüne göre doğru kabul edilirse, bu yerindedir ve iyidir. Ancak bu böyle değilse, öğrenci söyleneni kabul etmemelidir."
Ağustos, 1934